10 Mart 2015 Salı

Zaman Değişir, Ama Büyük Gözlerin Modası Asla Değişmez!


Geçmişten günümüze, zaman içinde moda ve güzellik kavramları çok değişti, her dönemin favori giyim, makyaj ve saç tarzları oldu fakat büyük gözlerin güzelliği zamandan hiç etkilenmedi, güzellik değerini her zaman korudu...

Oriflame, gözleri %30 oranında açan ve böylece daha büyük görünmelerini sağlayan yeni ürünü The One Eyes Wide Open maskara ile 1950’lerden günümüze, hatta geleceğe uzanan keyifli bir oyun uygulamasıyla sizleri büyük gözlerin odak nokta olduğu bir güzellik yolcuğuna çıkarıyor. Zamanda yapacağınız bu yolcukta ise en büyük sürpriz markanın yeni yüzü Ezgi Mola’nın size eşlik etmesi.

İlk adımda Ezgi Mola’nın farklı tarzlardaki fotoğraflarını doğru dönemler ile eşleştirmeniz gerekiyor. Ardından yolculuk etmek istediğiniz yılı seçiyorsunuz. Devamı sürpriz! Zamanda yolculuk etmekten keyif alacağınıza eminim. Üstelik bu yolculuğa çıkanlar Ezgi Mola ile tanışma şansına sahip oluyor. Birbirinden güzel Oriflame ürünlerinden oluşan hediye paketleri ve maskara da cabası!
Bu keyifli uygulamaya Oriflame Türkiye’nin Facebook sayfasından ulaşabilirsiniz: https://zamansizgozler.com/
Bir boomads advertorial içeriğidir.

6 Mart 2015 Cuma

Nivea Lip Butter- Frambuazlı



Günaydın! Eskiden sürekli lipgloss kullanan biri olarak çok fazla lip balm ihtiyacı duymayan ben son zamanlarda rujlara, özellikle mat rujlara merak sarınca kuruyan dudaklarımı nemlendirme gereğini yüksek seviyede yaşadım. Bu yüzden ilk önce Niveanın yeni çıkan bu Lip Butterı ile başladım.
Öncelikle kutuda olması çok hoşuma gitti. Her ne kadar hijyen açısından sıkıntılı olsa da görüntü açısından gayet hoş göründü gözüme. Koku olarak da Frambuazlı olanını tercih ettim. Bunun dışında Vanilyalısı, Karamellisi ve Klasiği mevcut. Yapısı ince. Dudağa sürdüğünüzde fazlalık yapmıyor. Pembe rengini dudakta göstermiyor. Sadece hafif bir parlaklık sağlıyor. Kokusu tahmin edebileceğiniz gibi enfes. Ama nemlendirmesi maalesef ki bana yeterli gelmedi. Özellikle çatlayan ve kuruyan dudaklarınızı onarabileceğini düşünmüyorum. Ha ama benim dudaklarım çok çatlak değil ekstra bakım olsun diye kullanacağım derseniz o zaman sizin için yeterli bir ürün olabilir kendisi. Benim istediğim o dudakta uzun süre nemlilik hissini sağlayamadı bu ürün. O yüzden bitiremedim ve bitirebilirsem de bir daha alacağımı sanmıyorum.


Siz bu ürün hakkında ne düşünüyorsunuz? Kullanıp memnun kaldınız mı? Ürünü Watsons, Gratis, Rosmann ve diğer çeşitli kozmetik mağazalarında 9 TL gibi bir fiyata bulabilirsiniz.

    Facebook : Tipikteraziblog
     Twitter :      Tipikteraziblog 
Instagram :  Tipik Terazi
   Youtube:     Tipikteraziblog




3 Mart 2015 Salı

Lip Balm Dosyası


Hepinize güzel bir salı günü sabahından merhaba. Bundan önce sürekli gloss kullandığım için yoğun bir dudak bakımına ihtiyaç duymayan ben, son zamanlarda ruj denemelerini bol bol yapınca çatlayan dudaklarımı adam etmek için arka arkaya bir çok lip balm denemek zorunda kaldım. Kiminden çok memnun kaldım kimini hiç sevmedim. Sizde elimdeki lip balmlara göz atmak isterseniz yeni videom kanalımda :)

Sevgiler...

23 Şubat 2015 Pazartesi

Yves Rocher Kırmızı Oje - 101 Rouje


Herkese haftanın ilk gününden merhaba :)

Bugün blogumun konuğu bir kaç hafta önce aldığım ve demirbaş kırmızılarımın arasına giren bir oje olacak. İşte karşınızda Yves Rocher!e ait 101 numara ROUGE kırmızı oje.


Geçen haftalarda 60 TL lik alışverişe 39 TL ödeyin kampanyasından yararlanmak için mağazadan yaptığım alışveriş sonrası hediye olarak bir oje seçebileceğimi söylediklerinde hemen gözüme bu rengi kestirdim ve kaptım. Kırmızısı tam benim istediğim gibi canlı alev alev bir kırmızı. Tırnakta gayet kendini belli eden taaa uzaklardan ben buradayım diyen bir güzellik bence kendisi. 5,5 ml lik ince uzun bir şişesi var. Yapısı gayet güzel. İlk katta bile yeterli kapatıcılığı veriyor fakat her zaman ikinci katı geçmeyi tercih eden ben aşağıdaki resimde de yine iki kat uygulama yaptım. Fırçası ince, güzel ve sürümü çok kolay.  Kuruma hızı da gayet başarılı. İçerisindeki Elime Reçinesi sayesinde tırnaklarınız pürüzsüz ve parlak görünür iddiasında bulunuyorlar ve bence doğruda söylüyorlar. D Üstelik Argan yağıda içermekteymiş.


Ben ojenin yapısını ve rengini çok sevdim. Bittikçe bu kırmızıdan almaya devam ederim diye düşünüyorum. Hatta diğer renklerini de merak etmedim değil :D Sizde bu üründen almak isterseniz Yves Rocher mağazalarından yada Online sitelerinden 12,90 TL ye sahip olabilirsiniz. Daha önce hiç Yves Rocher oje kullandınız mı?

Mutlu haftalar...

    Facebook : Tipikteraziblog
     Twitter :      Tipikteraziblog 
Instagram :  Tipik Terazi
   Youtube:     Tipikteraziblog

9 Şubat 2015 Pazartesi

M.A.C DİVA Ruj ve M.A.C VİNO Dudak Kalemi

Herkese Haftanın İlk Gününden Merhaba;

 Bunca zamandır "Gloss Kızıyım "Gloss Kızıyım", ben ruj kullanmam diyen şahsım son zamanlarda öyle bir rujlara taktım ki ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Hatta öyle ki kendimi tutamayıp girişi en iddialılarından birisi ile yaptım ve M.A.C'in  efsana ruju DİVA artık benimle :D Önce koyu rujun bana yakıp yakışmayacağına dair büyük endişelerim vardı. Taki Alsancak M.A.C mağazasında bu ürünün deneyene kadar. Aman Allahım! Yok böyle asil bir renk ve duruş.

 Diva Mat seriye ait bir ruj. Ama mat dediysem gözünüz korkmasın. O dudaklarınızı çatır çatır kurutan, parça parça duran aşırı mat rujlardan değil. Kadife gibi yumuşacık. Matlığı tam kararında. Yapısı çok tok. Tek sürüşte bile etkili rengi elde edebilitorsunuz ama ben 2 kat geçip rengi daha da vurgulamayı sevdim. Diva tam bir koyu bordo. Hatta herkesin dediği gibi bordunun en esil renklerinden bir tanesi.Kalıcılığı mü-kem-mel. İstediğin kadar ye iç yinede dudakta çok uzun süre kalıyor. Sürümü bence zor değil. Dudağınıza ruju geçircem diye zımparalar gibi sürmenize hiç gerek yok. Mat olmasına rağmen kendisi yağ gibi kayıyor resmen. Divanın elimdeki duruşunu aşağıda resimde görebilirsiniz. Çok güzel değil mi? :D





Gelelim yazımızın ikinci kahramanına. M.A.C dudak kalemlerinden VİNO. Her koyu ruj için (ki hatta nude rujlar içinde gerekli) mutlaka rengi ile uyumlu bir dudak kalemide gerekmekte. Düzgün çerçevelendirilmiş dudaklarda hem rujun etkisi hem de kalıcılığı tartışmasız daha kuvvetli oluyor. İşte Vino da tam Diva renginde ve inanılmaz uyum sağlıyorlar. Sürümü çok kolay. Ben hiç zorlanmadan uygulama yapabildim. Rengi bence tıpkı Diva gibi muhteşem.ÜStelik Vinoyu sadece Diva ile değil elinizde bulunan tüm koyu bordo rujlarınızlada uyum sağlayabilecek bir renge sahip.


Vino dışında alabileceğiniz diğer kalemler ise yine M.A.C e ait Burgundy, Current ve daha da koyu isterseniz Nightmoth renklerine bakabilirsiniz. Ben Vinoyu onlinedan aldım fakat ufak bir ayrıntıyla. Stokta mevcut değil görünen Vinoyu şans eseri " Rocky Horror Lip Pencil" başlığı altında buldum. Daha sonra mağazada karşılaştırdığımda da iki kalem arasında hiç bir fark olmadığını anladım. Yani sizde Vinoyu online sipariş vermek ister ve stokta bulamazsanız bu başlık altında olan Vinoyu sipariş verebilirsiniz.


Dudaklarımı sadece Vino ile çerçevelendirdiğim halini yukarıda görebilirsiniz.



Buda nasıl oldu neden oldu bilmiyorum ama yamuk çıkan dudaklarımda Diva ve Vino karışımı :D


Sonuç olarak Diva bundan sonra benim için demirbaş rujlardan gibi görünüyor. Rengin asilliği, rujun yapısı, duruşu beni kendine aşık etmeye yettide arttı bile. Sizde bordo ruj arayışındaysanız ve hala Divayı denediyseniz Diva+Vino ikilisine bir göz atın derim. Sizin en sevdiğiniz bordu rujunuz hangisi?

Mutlu haftalar...

    Facebook : Tipikteraziblog
     Twitter :      Tipikteraziblog 
Instagram :  Tipik Terazi
   Youtube:     Tipikteraziblog

6 Şubat 2015 Cuma

Avene Termal Su ve Bir İç Döküş Yazısı


Herkese haftanın son gününden Merhaba :)

Geçen aylarda özellikle MAC Fix Plus almamak konusunda kendimle inatlaşınca en ünlü Termal Su markası olan Avene'i denemek istedim. Tam anlamı ile kendisinden ne bekliyorum bilmiyordum ama hazır daha uygun fiyattayken büyük boyunu almak daha mantıklı geldi ve onu kapıverdim.



Termal suların tahriş olan cilde iyi geldiği, kızarıklıkları hafiflettiği, makyaj sabitlediği, tonik yerine geçtiği ve makyaj sonrası o kabuk kabuk olan cakey görüntüyü ortadan kaldırdığı iddiaları var. Dolayısıyla tüm bunları yerine getiriyor deyip çok memnun olanda, benim gibi bir kısım doğru ama hepsi değil deyip aşık olmayan da var.


Öncelikle makyajımdan sonra yüzüme uyguladığımda  o mat görüntüyü yok etmesinden çok memnun kaldığım gibi bunun yanında ürünün fazla geldiği kabuk kabuk duran yerdeki o görüntüyü yok etmesine bayıldım. Hem ferahlık hissi hemde nemlendirme bir arada olunca tadından yenmiyor desek yalan olmaz. Fakat makyaj sabitleme konusunda bir artısını göremedim demeden de edemeyeceğim. Bu anlamda toz olsun çamurdan olsun der ve gözümün nuru canımın içi Chanel'im ile sabitlemeye devam ederim :) Bunun dışında makyaj fırçalarımı ve yine başka cancağazım Beauty Blenderımı ıslatarak yaptığım makyajlarda gayet başarılı oluyor belirtmeliyim. Çeşme suyundan da Termal Su ile ıslatmak daha verimli ve sağlıklı olur diye düşünüyorum. Toz ürün ve pigment far uygulamarında size çok büyük kolaylık yaratacağı kesin. Gerilen cildinize uyguladığınızda yarattığı yumuşaklık ve buzdolabında beklettiğiniz şişeyi yazın çok bunalınca Bülent Ersoy edası ile yüzünüze boca ettiğinizde verdiği ferahlık hisside cabası :D

Kısacası ben Avene Termal Suyu sevdim fakat bayılmadım. Tekrar alır mıyım derseniz fırçalarımı ıslatmak ve cakey görüntüyü yok etmek için EVET fakat makyaj sabitlemek ve ferahlamak için HAYIR. "Siz Termal Sular hakkında ne düşünüyorsunuz ?" diye size sorduktan sonra iç döküş yazısına geçiş yapıyorum.

Blogumu bundan 2 sene önce çok isteyerek ve severek açtım. Kim istemez ki beni binlerce kişi takip etsin yazılarımı okusun beğensin? Ama benim amacım bunun dışında sadece paylaşmaktı. 10 kişi bile okusa paylaşmak. Hala aynı fikir ve aynı düşüncedeyim ama bloguma yeteri kadar ilgi gösteremediğimin de farkındayım. Takipçi sayımdan dolayı falan değil zamansızlıktan. Zaman yaratamıyorum kendime. Sabah saat 6,5 da kalkıp hazırlanıp 8 de iş başında olmak zorundayım. O "Bugünün yardımcıları bunlar" "Günün makyajı bu" paylaşımlarını yapanlar var ya bayılıyorum onlara. Ben beceremiyorum. İçime bir şey sinmediği zaman onu paylaşmak istemiyorum. İlla ki tam olacak. Önce benim içime sinmeli güzel olmalı ki sizin karşınıza çıkarabileyim. Kendi işimde ve esnek şartlarda çalışmıyorum. Kullandığımız bilgisayarlar neredeyse her şeye kısıtlı. Burada düzenleme yapmak imkansız. Sadece bloga yazı girebiliyorum o kadar. O da Mozilla ne kadar izin verirse. Saniyede bir kopması ile meşhurda bizim buralarda. Fotoğraf ve video işini eşim çözdü. Biraz teknoloji özürlüyümdür. Evde onunla birlikte çekiyoruz, yapıyoruz her şeyi. Düzenlemesini kesmesini biçmesini o yapıyor sağ olsun. En büyük destekçim o. Ama onun bilgisayarında kalan fotoğraflarla ben istediğim an istediğim şeyin yazısını yazamıyorum maalesef. Ne kadar eşimde olsa sürekli ona bağımlı oluyorum ve blog adına bu beni mutlu etmiyor. Çözüm ne? Bunların hepsini öğrenmek ve kendim yapmak ama buna bile zaman yaratamıyorum. Ne zaman nasıl yaparım bilmiyorum lakin  blogum, instagram hesabım ve videolarımı çekme - paylaşma sıkılığımı bir düzene oturtmam gerekiyor. Bunun için şimdilik beni takip eden herkesten az paylaşımlarım ve düzensizliğim için özür dilerim. Daha güzel ve iyi paylaşımlarda mutlaka görüşüceğiz der hepinizi kocaman öperim :D